Amasya Müzeler Listesi

amasya

 

Ülkemizdeki şehirlerin müzelerini alfabetik bir sıra ile anlatmaya devam ediyoruz. Bu sefer tanıtacağımız müzelerin hepsi Amasya’da yer alıyor. Ağrı ve Adıyaman gibi müze bakımından az da olsa eksik kalmış şehirleri tanıttıktan sonra sıra Amasya’ya geldi. Yüzölçümü bakımından şehir pek fazla büyük olmasa da sahip olduğu tarihi eserler şehri önemli yapmaya yetiyor. Şehirdeki çoğu müzeye giriş ücretsiz bir şekilde yapılıyor, bunla birlikte vermiş olduğumuz bilgiler arasına Amasya’nın en önemli müzesinin Şehzadeler Müzesi olduğunu da ekleyelim.

 

Amasya Müzesi

Müzemiz ilk defa 1925 yılında II. Beyazıt Külliyesi’nin bir bölümü olan medrese binasında az sayıda arkeolojik eserler ile mumyaların bir araya getirilmesi sonucu Müze deposu olarak kurulmuştur.

Daha sonra eserlerin çoğalması ve teşhir edilecek yeni mekanlara ihtiyaç duyulması neticesinde 1962 yılında Selçuklu Dönemi Monumental yapılardan olan Gökmedrese’ye nakledilmiştir.

22 Mart 1977 yılında yeni yapılan bugünkü modern binasına taşınmış olup 14 Haziran 1980 tarihinde ziyarete açılmıştır.

Kalkolitik Çağ’dan itibaren Tunç Çağı,Hitit, Urartu, Frig, İskit, Pers, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait 12 aynı medeniyete ait Arkeolojik, Etnoğrafik, Sikke, mühür, El Yazması ve Mumyalar olmak üzere bugün itibari ile 23.476 eseri ile Hazeranlar Konağı ve Kral Kaya Mezarları Örenyeri ile birlikte üç birim halinde bölgenin en modern müzesi olarak ülkemiz kültür ve turizmine hizmet etmektedir.

Açık Hava Teşhiri (Bahçe)

Müze binasının batısında bulunan müze bahçesi içerisinde Hitit, Hellenistik, Roma, Bizans, İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait taş eserler teşhir edilmektedir.

Mumyalar

Müzemizdeki mumyalar,müze bahçesi içerisinde yer alan Selçuklu Sultanı I.Mesud ‘a ait türbede teşhir edilmektedir.

Müzemizde sekiz adet mumya bulunmaktadır. İşbuğa Nuyin, Cumudar İzzettin Mehmet Pervane Bey, Cariyesi,kız ve erkek çocuklarına ait oldukları sanılmaktadır. 14.yy. İlhanlı’ların Anadolu’daki hakimiyetleri döneminde nazırlık ve emirlik yapmış şahsiyetlere aittir.

 

Hazeranlar Konağı (Müze Ev)

Müze Müdürlüğüne bağlı birim, 1865 yılında dönemin defterdarı Hasan Talat Efendi tarafından inşa ettirilmiştir. Müze-Ev Etnoğrafya Müzesi olarak kullanılan Hazeranlar Konağı 1979 yılında Bakanlığımız,Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılarak restorasyonu yapılmıştır.

Hazeranlar Konağı teşhirinde toplam 355 civarında Etnoğrafik eser kullanılmıştır. Bu eserler arasında 19.yy. yaşantısını yansıtan giysiler,halı ve kilimler,günlük konakta kullanılan mutfak eşyaları ve kadın ziynet eşyaları gibi malzemeler yer almaktadır.

Konak teşhirinde yer alan etnoğrafik eserler arasında, özellikle kitabeli olan halılar, bindallılar gümüş takılar ve altın renkli sırma işlemeler dönemin özelliklerini yansıtması açısından önem arz etmektedir. Konak bugünkü hali ile üst katlar Müze Ev,bodrum katı ise Güzel Sanatlar Galerisi olarak kullanılmaktadır.

 

Şehzadeler Müzesi 

Amasya Şehzadeler Müzesi, 1800’lü yıllarda inşa edilen ve mal sahibi tarafından 1986 yılında yıktırılan, Yalıboyu evleri olarak isimlendirilen 67 tescilli konaktan birisidir. 2007 yılında Amasya Valiliği tarafından aslına uygun olarak inşa edilen bina, İl Özel İdaresi Özel Şehzadeler Müzesi olarak 2008 tarihinde ziyarete açılmıştır. Müze; Alçak Köprünün sol başında, Hatuniye Mahallesi girişinde, Yeşilırmak Nehri kıyısında, Eski Sur Duvarları üzerine kurulmuş olup, iki katlı ahşap binadan oluşmaktadır.

Alt katta Amasya’da valilik yapan fakat sultan olma fırsatı bulamayan şehzadelerin balmumu heykelleri, üst katta ise Amasya’da valilik yapıp, sonra Osmanlı Devleti’nde sultan olan(Şehzade) padişahların balmumu heykelleri sergilenmektedir. Müzenin iç tasarımında söz konusu sultanların yaşamış oldukları yaklaşık 150 yıllık bir zaman diliminin etkin sanat unsurlarına yer verilmiştir. Müzeye hâkim olan alçı üzeri kalem işi desenler, duvarları süsleyen çini panolar, tavan göbekleri, hat, tezhip, minyatür ve ebrular 14., 15. ve 16. yüzyıl sanat anlayışını yansıtmaktadır.

Alt katta yer alan çini pano 20×20 cm ebatında 150 parçadan oluşmaktadır. Sağlı sollu rumi desenler arasına yerleştirilen cennet servileri birçoğu genç yaşta hayata veda eden şehzadelerin cennete gittiklerini ifade etmektedir. Üst kattaki çini panoda ise 20×20 ebatında 160 parçalık bir kompozisyon yer almaktadır. Sağ ve solda yer alan lale motiflerinin arasına yerleştirilen hayat ağacı evrenin sıkça değişip geliştiğini, aynı zamanda köklü yerleşme ve kök salmayı anlatmaktadır. Müzedeki halıların tamamı el dokuması, kök boyası kullanılarak yapılmış yün halılardır.

 

Saraydüzü Kışla Binası ve Milli Mücadele Müzesi 

Milli mücadele döneminde Atatürk ve arkadaşlarına ev sahipliği yapmış olan Amasya, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ve milli mücadelede önemli bir yere sahiptir. Milli Mücadele döneminde Samsun’dan sonra 12 Haziran 1919’da Amasya’ya gelen Atatürk, Saraydüzü Kışla Binası’nda uzun süren müzakereler sonucu 21-22 Haziran 1919’da Amasya Genelgesi’ni bütün ulusa duyurmuştur. Kışla Binası, Cumhuriyetimizin Doğum Belgesi olan “Amasya Genelgesi’nin” bütün Dünya’ya duyurulduğu yer olması bakımından yakın tarihimizde önemli bir mekan olma durumuna gelmiştir. .

Bölgede bulunan ve yaklaşık 350 yıl boyunca Osmanlı şehzade ve sultanlarının doğup büyüdükleri, ikamet ettikleri sarayları uzun yıllar boş kalmış, 1883 yılında bakımsızlık ve depremlerden nedeniyle yıkılarak tamamen ortadan kalkmıştır. Bu sarayın kalıntılarının bulunduğu alanda, Amasya ve bölgesindeki azınlıkların taşkınlıklarını önlemek için ihtiyat askerlerinin ikamet edeceği binaya ihtiyaç duyulmuş, 3. Orduya bağlı 5. Kafkas Fıkrası ( Alay sancağı) için 1898-1900 yılında sarayın olduğu yere 5 binadan oluşan kışla binası inşa edilmiştir. 1930 yılından sonra önemini yitiren Kışla Binası, 1944 yılında tamamen yıktırılmış, yerine askeri lojman ve subay orduevi yaptırılmıştır. 1986 yılında ise heyelandan etkilenme sebebiyle bina tamamen yıkılmıştır.

1997 yılında binanın tekrar yapılması kararı alınmıştır. Fakat bulunduğu yer heyelan riski taşıması itibariyle binanın başka bir yere yapılması kararı alınmıştır. Şamlar Mahallesi girişinde 2007 yılında eski dış görünümüne sadık kalınarak, rekonstrüksiyon olarak bugünkü görünümüne kavuşmuştur. İçinde, Atatürk ve heyetteki arkadaşlarının 12 Haziran 1919 günü saat 17:00’ da Cülüstepe mevkiinde Amasyalı heyet tarafından karşılanış anları balmumu heykellerle canlandırılmıştır, binada ayrıca Amasya Genelgesi’nin eski ve yeni nüshaları ile milli mücadele yıllarından kalan silah ve evrakların sergilendiği Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Milli Mücadele Müzesi oluşturulmuştur.

 

Alparslan Belediyesi Müzesi

Yöreden derlenen Helenistik, Roma, Bizans, Şelçuklu, Osmanlı Dönemlerine ait arkeolojik ve etnoğrafik eserler ile sikkelerinden oluşan bir belde müzesidir. XIII. Yüzyıla tarihlenen ve kasabanın kuzeyindeki ören yerinden getirilerek teşhir edilen Selçuklu Dönemi’ne ait orijinal ahşap sanduka, türbe kapısı ile orijinal vakfiyesi ve seceresi de bulunmaktadır.

 

Sabuncuoğlu Tıp Ve Cerrahi Tarihi Müzesi

 

Bimar kelime anlamı itibari ile “hasta” demektir. Bimarhane ya da darüşşifa denilen binalar, Selçuklu ve Osmanlı döneminde hastaları iyileştirme amacıyla inşa edilmiş yapılardır.

Amasya, Yakutiye mahallesinde, Yeşilırmak’a paralel olarak uzanan cadde kenarında medrese plan şemasında inşa edilmiş olan Darüşşifanın giriş kapısı üzerinde, kapı nişini üç yönde tek satır halinde dolanan Arapça kitabesinden, yapıyı 1308 yılında, İlhanlı hükümdarı Sultan Olcaytu Mehmed Han, karısı İlduz Hatun ile Amasya’ya geldiklerinde, kölesi olan Anber Bin Abdullah ile Anadolu Emiri Ahmed Bey’e inşa ettirdiği öğrenilmektedir. Ancak mimarı hakkında herhangi bir bilgi yoktur. Darüşşifanın günümüze ulaşmamış vakfiyesinin 1312 ‘de düzenlendiği de bilinmektedir.

Dikdörtgen bir avlu etrafında, uzun eksene paralel iki revak sırası ve bu revakların gerisinde çeşitli mekanlar yer almış, giriş eyvanı ile karşısındaki ana eyvanla da yapı, avlulu iki eyvanlı bir şemaya sahip olmuştur. Ana eyvan sivri bir kemerle avluya açılmıştır. Üstü ise çatı-tonoz sistemiyle örtülmüştür. Ana eyvanın doğu duvarında iki yanı tuğla örgü söveli yüksek bir dikdörtgen pencere bulunur. Eyvanın iki yanında yer alan köşe mekânlarına, revaklara açılan yay kemerli birer kapı ile girilir. Enine dikdörtgen olan bu köşe mekânlarının üstü birer beşik tonozla örtülmüştür. Avlunun iki tarafındaki revaklar ise zar, mukarnaslı ve profilli olarak çeşitlilik gösteren başlıklara sahip sütunlara dayanan muntazam kesme taştan sivri kemerlerle meydana getirilmiştir. Üzeri düz taş bloklarla geçilerek örtülmüş revakların gerisinde yer alan uzun salonlar halindeki mekânlar yay kemerli üçer kapı ile revaklara açılır. Bu salonlar tuğladan sivri kemerlerin desteklediği uzun beşik tonozla kapatılmıştır. Bu kemerler beden duvarları içine yerleştirilmiş bingi taşlarına oturmakta ve mekânlar da mazgal pencerelerle dışa açılmaktadır.

Revakların altına doğrudan doğruya bir kemerle bağlanan iki taraftaki beşik tonoz örtülü eyvanımsı mekânlar, adeta avlunun iki tarafında bulunan mekânlara geçiş imkânı veren koridorlar halindedir. Batıdaki köşe mekânlarının giriş kapıları, doğudakilerden farklı olarak duvar örgü dokusuyla meydana getirilmiş olup sivri kemerlidir. Taç kapı tarafındaki köşe mekânlarının önemli bir özelliği de, büyük birer pencereyle batı cephesine açılmış olmalarıdır. Bunlar yan cephelere ise birer mazgal pencereyle açılırlar. Abidevi bir eyvan görünüşündeki taç kapı mekânı, sivri kemerli, beşik tonoz örtülüdür. İki yanda yay kemerli birer niş burayı hacim olarak daha etkili kılar. Taç kapı açıklığı ise kırık yay kemerli ve iki yanı profilli bir şekilde inşa edilmiş bir nişle cepheye bağlanmıştır.

 

Minyatür Amasya Müzesi

Minyatür Amasya Müzesi, 1914 yılında çekilmiş bir fotoğraftan esinlenerek yapılan bir tarihi kent maketidir. Sultan Beyazıt Külliyesinin imaret binasının bir salonu içinde 80 m² lik bir alanda yer alır. Yapımı 2008 yılında Amasya Valiliği il Özel idaresi tarafından başlanmış ve 14 Mayıs 2010 tarihinde hizmete açılmıştır.

O yılların şehir dokusu ve kültürel yapısını birebir yansıtan nostaljik bir görünüm arz etmektedir. Ayrıcalıklı kılan özelliği mekân ve mimari yapılarının yanı sıra dağlarıyla, akan Yeşil Irmağı ile treniyle, belli noktalarda hareket halindeki figürleri ile gündüzünü izlerken; 2300 yıldız simülasyonu ve şehir aydınlatmaları ile gecesini de yaşayacağınız bütün bir Amasya canlandırılmaya çalışılmıştır. Burayı gezen ziyaretçiler gerek Türkçe gerek İngilizce sunumlarını dinleyebilir, taksimler eşliğinde kentin dokusunu yaşayabilir.

Maketimiz 1/150 ölçeğinde 1860 mimarî bina ve yapı, insan hayvan ve araç figürleri yer almakta. Kalenin yer aldığı Harşena dağı 125,000,000 nokta taranarak rölevesi çıkartılıp 1/1000 hassasiyetli CNC tezgahlarında oluşturulmuş. Binalar ve mimariler  yüksek mukavemetli kompozit malzeme ile 3 boyutlu yazıcılarda üretilmiştir. Türkiye’nin ölçek bazında en büyük kent maketidir. Dünya bazında ise 900 m²’lik Newyork maketinden küçük  Zürih ve Sidney    maketlerinden büyüktür.

Yorum Yap

Giri� to post comment.

Copyright © 2014 Yeni Gezi · · yenigezi