BaÅŸkentimiz Ankara eski tarihte çok da önemli bir yere sahip olmasa da, yakın tarih boyunca ülkemizin en önemli yerlerinden birisi olmuÅŸtur. KurtuluÅŸ Savaşı sırasında kurulan meclisle birlikte baÅŸkentimiz haline gelen Ankara, 91 yıldır ülkenin yönetimini üstlenmekte. Ülkemizin de en büyük ÅŸehirlerinden biri olan Ankara’da sanat müzesi olsun, tarih müzesi olsun birçok mekân bulunmakta. İşte Ankara Müzeleri ve Ücretleri Listesi.
Ankara Agustus Tapınağı
Roma İmparatorluğundan Augustos tarafından Kybele ve Men Kutsal alanının üzerine muhtemelen İ.Ö. 25-20. Yüzyıllarda yapılmıştır. 36 x 54.82 M. boyutlarındaki Mermer tapınak, 2.m. yüksekliğindeki çok basamaklı bir podyum üzerinde durmaktadır. Kısa kenarlarında 8, uzun kenarlarında 15 er İon sütunun yer aldığı psevdodipte Ros planlı yapı batıya yöneliktir. İç yapı (Naos) üç bölümlü olup, arka bölümde Duvarlar(Antalar) arasında 2. Giriş tarafında (Pronaos) ise ataların önünde 4. Korinth. Sütunu yer almaktadır.
Tapınak Augustus’un yaptığı iÅŸleri aktaran kitabeleri ile önem taşır. Aynı konuyu içeren Latince yazıtların Pisi dia Antiocheia’sında (Yalvaç), Yunanca yazıtların ise Frigya Apollania’sında (Uluborlu) ele geçmesine karşın Augustus Tapınağı yazıtları en iyi korunmuÅŸ olanıdır. Dünyada Ankara anıtı (Monumentum Ankyranum) olarak bilinen ve “Index rerum Gestarum” adlı bu kaynak tapınağın duvarlarına Yunanca ve Latince olarak iki dilde yazılmıştır. Latince yazıtlar Pronaos’taki Anta iç ve uç duvarlarını, yunanca yazıtlar ise Naus’un güneybatı dış duvarına Augustus’un ölümünden sonra yazılmıştır. Hiristiyanlar tapınağı kiliseye çevirerek Cellanın güney duvarına üç pencere açmış, Naos’un arkasına yer altında tonozlu bir mekan (cryptos) inÅŸa etmiÅŸlerdir.
Ankara İ.S. II. yüzyıl sonlarında Türkler tarafından alınmış, Hacı Bayram Camii tapınağın kuzey batı köşesine bağlantılı olarak 15 ci yüzyılda inşa edilmiştir. 1834 yılında Cellanın kuzey duvarının tahrip olmasına karşın, Büyük Kapı Cella ve Pronaos ile tapınarak günümüze kadar korunabilmiştir.
Tapınak, Fransız Ch. Texıer ve G. Perrot ile Alman M. Schede ve D. Krencker’in yaptığı incelemelerden sonra arkeolojik kazılar Dr. Hamit Z. KoÅŸay tarafından yürütülmüştür.
1997 AVRUPA’DA YILIN MÜZESİ
ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ
Yapıların Tarihi
Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Atpazarı olarak isimlendirilen semtte, Ankara Kalesi’nin dış duvarının güneydoÄŸusundaki yeni iÅŸlev verilerek düzenlenmiÅŸ iki Osmanlı yapısında yer alır. Bu yapılardan biri Mahmut PaÅŸa Bedesteni, diÄŸeri KurÅŸunlu Han’dır.
Bedestenin; Fatih dönemi baş vezirlerinden Mahmut Paşa tarafından 1464-1471 tarihleri arasında yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Kitabesi yoktur. Kaynaklarda Ankara sof kumaşlarının buradan dağıtıldığı yazılıdır. Yapının planı klasik tiptedir. Ortada 10 kubbe ile örtülü dikdörtgen planlı kapalı mekân, karşılıklı yerleştirilen üstü beşik tonozlarla örtülü 102 dükkândan meydana gelen bir arasta ile çevrilmektedir.
KurÅŸunlu Han, tahrir defterlerine, sicil kayıtlarına dayanan son araÅŸtırmalara göre Fatih dönemi baÅŸ vezirlerinden Mehmet PaÅŸa’nın İstanbul’un Üsküdar Semti’ndeki imaretine vakıf olarak yaptırılmıştır. Kitabesi yoktur. 1946 yılındaki onarımda II. Murat’a ait sikkeler ele geçirilmiÅŸtir. Bu buluntular, hanın 15. asrın ilk yarısında var olduÄŸunu kanıtlar niteliktedir. Han, Osmanlı Devri hanlarının tipik plan karakterinde olup ortada avlu ve revak sırası ile, bunları çeviren iki katlı odalardan oluÅŸur. Zemin katta 28, birinci kata 30 oda yer alır. Odalar ocaklıdır. Odanın batı ve güney yönlerinde yer alan bodrum katta “L” tipinde bir ahır kısmı mevcuttur. Hanın kuzey cephesinde 11, doÄŸu cephesinde 9 ve giriÅŸ eyvanı içerisinde karşılıklı yerleÅŸtirilen 4 dükkân yer alır. Hanı yaptıran Mehmet PaÅŸa, 1467 yılında bedesteni yaptıran Mahmut PaÅŸa’nın azlinden sonra baÅŸvezir olmuÅŸ ve 1470 yılına kadar görevde kalmıştır. Üsküdar’da cami, imaret ve medresesi olup kendisi orada gömülüdür.
Bugün müzeyi oluşturan bu iki yapı, 1881 yılındaki son yangından sonra terkedilmiştir.
Müzenin Tarihi
Ankara’da ilk müze, Kültür Müdürü Mübarek Galip Bey tarafından 1921 yılında kalenin Akkale olarak isimlendirilen kısmında kurulmuÅŸtur. Bu müzenin yanı sıra Augustus Mabedi ile Roma Hamamı’ndan da eser toplanmıştır. Atatürk’ün telkinleriyle merkezde bir “Eti Müzesi” kurma fikrinden hareket edilerek diÄŸer bölgelerdeki Hitit eserleri de Ankara’ya gönderilmeye baÅŸlanınca geniÅŸ mekânlara sahip bir müze binası gerekli görülmüştür. O zamanki Kültür (Hars) Müdürü Hamiz Zübeyr KoÅŸay tarafından devrin Maarif Vekili Saffet Arıkan’a metruk halde bulunan Mahmut PaÅŸa Bedesteni ve Hanın onarılıp müze binası olarak kullanılması önerilmiÅŸ, bu fikir kabul edilerek 1938 yılından 1968’e kadar devam eden bir restorasyon çalışması baÅŸlatılmıştır. Bedestenin orta bölümünde yer alan kubbeli mekânın büyük bir kısmının onarımının 1940 yılında bitirilmesi ile eserler, Alman arkeolog H. G. Guterbock baÅŸkanlığındaki bir heyet tarafından yerleÅŸtirilmeye baÅŸlanmış, 1943 yılında binaların onarımı devam ederken, orta bölüm ziyarete açılmıştır. Bu bölümün onarım projesi Y. Mimar Macit Kural, ihale sonrası onarımı ise Y.Mimar Zühtü Bey tarafından yapılmıştır. 1948 yılında müze idaresi Akkale’yi depo olarak bırakıp, KurÅŸunlu Han’ın onarımı tamamlanan dört odasından yürütülmüştür. Kubbeli mekân çevresindeki arastanın restorasyon ve teÅŸhir projeleri Anıtlar Yüksek Mimarı İhsan Kıygı tarafından hazırlanmış ve uygulanmıştır. BeÅŸ dükkân orjinal halde bırakılıp, dükkân aralarındaki bölmeler kaldırılmış ve böylece, teÅŸhir için geniÅŸ bir çevre koridoru elde edilmiÅŸtir. Müze yapısı 1968 yılında son ÅŸeklini almıştır. Bugün idari bina olarak kullanılan KurÅŸunlu Han’da araÅŸtırmacı odaları, kütüphane, konferans salonu, laboratuvar ve iÅŸ atölyeleri yer almakta, Mahmut PaÅŸa Bedesteni ise teÅŸhir salonu olarak kullanılmaktadır.
Bugün kendine özgü koleksiyonları ile dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde, Anadolu arkeolojik eserleri Paleolitik ÇaÄŸdan baÅŸlayarak günümüze kadar, kronolojik bir sırayla sergilenmektedir.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Tarihi yapıları, köklü geçmiÅŸi ile bugünlere gelen Anadolu Medeniyetleri Müzesi 19 Nisan 1997 tarihinde İsviçre’nin Lozan kentinde 68 Müze arasında birinci seçilerek “Yılın Müzesi” ünvanını elde etmiÅŸtir.
Paleolitik (Yontma TaÅŸ) ÇaÄŸ (…8000): Müzemizde Antalya Karain MaÄŸarası buluntuları ile temsil edilir. Yontma TaÅŸ Çağı insanları maÄŸara ve kayaaltı sığınaklarında barınan avcı ve toplayıcı topluluklardır. Bu insanlara ait taÅŸ ve kemik aletler bu devri belirleyen buluntulardır.
Neolitik (Cilalı TaÅŸ) ÇaÄŸ (8000 – 5500): İnsanlık tarihinde besin üretimi yanında ilk yerleÅŸik toplumların kurulmasıyla baÅŸlayan bu dönem müzemizde Çatalhöyük ve Hacılar gibi çağın iki önemli merkezinden ele geçen buluntularla temsil edilmektedir. Buluntular arasında ana tanrıça heykelleri, damga mühürler, piÅŸmiÅŸ toprak kaplar, kemik tarım araçları yer alır.
Kalkolitik (Bakır-TaÅŸ) Çağı (M.Ö. 5500 – 3000): TaÅŸ aletler yanında, bakırın iÅŸlenerek günlük hayata girdiÄŸi bu döneme ait zengin buluntular müzemizde Hacılar, Canhasan, Tilkitepe, Alacahöyük ve AliÅŸar’dandır.
Eski Tunç (Maden) Çağı (M.Ö. 3000 – 1950):
M.Ö. 3. binin baÅŸlarında Anadolu’da yaÅŸayan insanlar, bakıra kalay katarak tunç elde etmiÅŸler, tuncun yanı sıra devrin bilinen bütün madenlerini dökme ve döğme tekniÄŸiyle olaÄŸanüstü bir ustalıkla iÅŸlemiÅŸlerdir. Alacahöyük kral mezarlarından çıkarılan deÄŸerli madenlerden yapılmış, görkemli ölü hediyelerinin yanında HasanoÄŸlan, Mahmatlar, Eskiyapar, Horoztepe, KaraoÄŸlan, Merzifon, EtiyokuÅŸu, Ahlatlıbel, KarayavÅŸan, Bolu, Beycesultan Semahöyük, Karaz-Tilkitepe buluntuları zengin bir Eski Tunç koleksiyonu olarak sergilenmektedir.
Hititler (M.Ö. 1750 – 1200):
M.Ö. 2. binde Anadolu’da ilk siyasi birlik Kızılırmak kavsı içinde Hititler tarafından kurulmuÅŸtur. BaÅŸkentleri BoÄŸazköy (HattuÅŸaÅŸ) ile birlikte İnandık, Eskiyapar, Alacahöyük, AliÅŸar, Ferzant, zengin buluntu veren Hitit merkezleridir. Kabartmalı, boÄŸa biçimli kaplar, piÅŸmiÅŸ toprak eserler, devlet arÅŸivine ait tabletler, kral adı baskılı mühürler dikkati çekmektedir.
Frigler (M.Ö. 1200 – 700): M.Ö. yaklaşık 1200 yıllarında Balkanlar üzerinden gelen Frigler, merkezleri Gordion ÅŸehri olmak üzere Orta Anadolu’da egemen olmuÅŸlardır. Gordion tümülüslerinden ve örenyerinden çıkarılan eserler Frig sanatının en güzel örnekleridir.
Urartular (M.Ö. 1200 – 600): Altıntepe, Adilcevaz, Kayalıdere, Patnos, Van, ÇavuÅŸtepe gibi merkezlerde mimarlıkta ve madencilikte ileri bir düzeye ulaÅŸan Urartular, DoÄŸu Anadolu’da Friglerle çaÄŸdaÅŸ olarak yaÅŸamışlardır.
Geç Hititler (M.Ö. 1200 – 700): Hitit İmparatorluÄŸu’nun yıkılmasından sonra Hititlerin bir kısmı güney ve güney-doÄŸu Anadolu’da ÅŸehir devletleri kurarak Geç Hitit BeyliÄŸi dönemini yaÅŸamışlardır. Malatya-Aslantepe, Kargamış, Sakçagözü önemli Geç-Hitit yerleÅŸmelerini temsil ederler.
M. Ö. 1. binin yarısından başlayarak Yunan, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait altın, gümüş, cam, mermeri bronz eserler ve ilk paradan başlayarak günümüze kadar madeni paraları da içine alan koleksiyonlarımız müzemizin nadir kültür varlıklarını temsil ederler.
Hisarlar Caddesi, Atpazarı
Tel :Â (0312) 324 31 60-62
Faks :Â (0312) 311 28 39
ANKARA ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ
CUMHURİYET DEVRİ MÜZESİ
Müze 27 Aralık 1987 yılında hizmete girmiÅŸtir. Binanın giriÅŸ katında bulunan müzenin duvarları KurtuluÅŸ Savaşı’nı, devrimleri, Atatürk’ün Cumhuriyet, bağımsızlık, gençlik, sanat konularındaki sözlerini kapsayan rölyeflerle kaplıdır. Rölyefler bölüm bölüm aydınlatılarak müzik ve ses eÅŸliÄŸinde “ses ve ışık”gösterileri yapılmaktadır.
Bu gösteriler Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca olmak üzere 4 dilde hazırlanmış olup yaklaşık 15 dakika sürmektedir. GiriÅŸ katının altında ise KurtuluÅŸ Savaşı, devrimler, kalkınan Türkiye ve kuruluÅŸları, resim, obje, yazı, maket, slayt gibi araçlarla (445 adet) tanıtılmaya çalışılmaktadır. Bu katta ayrıca Türklerin Orta Asya’dan çıkıp Anadolu’da KurtuluÅŸ Savaşı’nı müteakip bir devlet kurma ve Atatürk devrimlerini içeren 25 dakikalık bir multivizyon gösterisi izleyicilere sunulmaktadır.
Ankara – Etnografya Müzesi Müdürlüğü
Adres:
Talat Paşa Bulvarı
Tel :Â (0312) 311 30 07
Pazartesi dışında her gün, yazın 8.30-12.30/ 13.30-17.30, kışın 8.30-12.30/13.00-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.
ANKARA KURTULUŞ SAVAŞI MÜZESİ (I. TBMM BİNASI)
Binanın Tarihçesi
Ankara Ulus meydanında bulunan I. Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının inşaasına, 1915 yılında başlanmıştır. İlkin İttihat ve Terakki Cemiyeti kulüp binası olarak tasarlanmış binanın planı evkaf mimarı Salim Bey tarafından yapılmış, inşasına ise kolordunun askeri mimarı Hasip Bey nezaret etmiştir.
Türk mimari stilinde olan iki katlı binanın en belirgin özelliği duvarlarında Ankara taşı (ANDEZİT) kullanılmış olmasıdır.
Meclisin, 23 Nisan 1920’de bu binada toplanması kararlaÅŸtırıldığında henüz bitirilmemiÅŸ olan bina, milli bir heyecanın eseri olarak milletin katkısıyla tamamlanmıştır.
23 Nisan 1920 ile 15 Ekim 1924 tarihleri arasında I. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak kullanılan bina daha sonra Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Merkezi ve Hukuk Mektebi olarak iÅŸlevini sürdürmüş, 1952 yılında Maarif Vekaletine devredilmiÅŸ, 1957 yılında ise müzeye dönüştürülmek üzere çalışmalara baÅŸlanmıştır. Bina 23 Nisan 1961’de “Türkiye Büyük Millet Meclisi Müzesi” adıyla halkın ziyaretine açılmıştır.
Atatürk’ün doÄŸumunun 100. yılını kutlama programı çerçevesinde, 1981 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından restorasyon Ve teÅŸhir-tanzim çalışmaları sonucu 23 Nisan 1981 tarihinde “KurtuluÅŸ Savaşı Müzesi” adıyla yeniden ziyarete açılmıştır.
I. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Açılışı
23 Nisan 1920’de Meclis etrafında binlerce kiÅŸi büyük bir kalabalık halinde Meclis’ in açılışını beklemiÅŸlerdir. Gerekli törenlerden sonra Meclis 115 temsilci ile ilk toplantısını yapmıştır. Meclisin ilk açılış konuÅŸmasını ise Meclis BaÅŸkalığı’na seçilen en yaÅŸlı üye Sinop Mebusu Åžerif Bey gerçekleÅŸtirmiÅŸtir.
“SaygıdeÄŸer hazır bulunanlar;
Hilafet ve hükümet merkezinin geçici kaydıyla yabancı kuvvetler tarafından iÅŸgal edildiÄŸi, bağımsızlığın her bakımdan kısıtlandığı bilinmektedir. Bu vaziyette baÅŸ eÄŸmek, milletimizin kendisine teklif edilen yabancı esaretini kabul etmesi demektir. Ancak tam bağımsızlık ile yaÅŸamak kararlılığında olan ezelden beri hür ve bağımsız yaÅŸayan milletimiz bu esaretini kesin ve kararlı bir biçimde reddetmiÅŸ ve derhal vekillerini toplamaya baÅŸlayarak yüce Meclisini vücuda getirmiÅŸtir. Bu yüce Meclisin reisi sıfatıyla ve Allah’ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlığı dahilinde, geleceÄŸini bizzat düzenleyerek ve bütün dünyaya ilan ederek Millet Meclisini açıyorum.”
Bu açılış konuşmasından sonra Ankara mebusu Mustafa Kemal söz alarak Meclisin hangi azalardan teşekkül edeceğine dair aşağıdaki açıklamayı yapmıştır.
“Yüce Meclisiniz bildiÄŸiniz gibi olaÄŸanüstü yetkilere sahip olarak yeniden seçilmiÅŸ saygıdeÄŸer milletvekilleriyle, taarruz ve iÅŸgale uÄŸramış saltanat merkezinden canlarını kurtararak buraya gelen saygıdeÄŸer milletvekillerinden oluÅŸmuÅŸtur. Kaçıp gelebilecek milletvekilleriyle birlikte bir yüce Meclisin meydana getirilmesi ancak yeni uygulanan seçim tarzıyla söz konusu olmuÅŸtur. Bu anda Meclisiniz yasal olarak toplanmış bulunmaktadır.”
24 Nisan 1920 günü Meclis ikinci toplantısını yapmış ve Mustafa Kemal oybirliğiyle Meclis Başkanlığına seçilmiştir.
Mustafa Kemal bu toplantıda uzun ve anlamlı bir konuşma yapmış,
“Artık yüce meclisin üzerinde bir güç yoktur” diyerek meclisin önemini vurgulamıştır.
KurtuluÅŸ Savaşı, Gazi Mustafa Kemal’in baÅŸarılı yönetimi ve 1. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde alınan kararlarla gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Bu kararlar arasında 20 Ocak 1921’de ilk anayasanın kabulü, 12 Mart 1921’de İstiklal Marşı’nın kabulü, 1 Kasım 1922’de Saltanatın kaldırılması da vardır. Öte yandan 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış AntlaÅŸması, 13 Ekim 1923’te Ankara’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin baÅŸkenti oluÅŸu, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilanı ile Gazi Mustafa Kemal’in Türk devletinin CumhurbaÅŸkanı seçilmesi yine bu Mecliste onaylanarak kabul edilmiÅŸtir.
Atatürk bir konuÅŸmasında “Büyük Millet Meclisi,Türk Milletinin asırlar süren arayışlarının özü ve onun bizzat kendisini idare etmek ÅŸuurunun canlı bir timsalidir” diyerek Büyük Millet Meclisi’nin önemini vurgulamıştır.
Binanın Bölümleri
Koridor
Koridorun sol tarafında ve odalarda 1918-1923 yılları arasındaki olaylar, tarih sıralamasına göre yağlıboya tablo, fotoğraf, belge, bazı objeler, harp silah araç gereçleri ve modelleriyle anlatılmaktadır.
Koridorun sağ tarafında ve odalarda ise Meclis çalışmaları birinci ve ikinci dönem mebuslarına ait fotoğraf, yağlı boya tablo, belge, hatıra eşyaları ve bazı objeler sergilenmektedir.
Riyaset Divanı-Bakanlar Kurulu Odası
GiriÅŸte, koridorun solundaki ilk odadır. Burası icra vekilleri heyeti odası olarak kullanıldığı gibi,Riyaset Divanı odası olarak da kullanılmıştır. Burada Sivas Kongresi’nde kullanılan baÅŸkanlığa ait masa, ortada uzunca bir masa ile sandalyeler teÅŸhir edilmekte, odanın duvarlarında ise Cumhuriyet’in ilanından sonraki ilk Bakanlar Kurulu üyelerinin fotoÄŸrafları bulunmaktadır. Oda ilk hali korunarak teÅŸhir edilmektedir.
Encümen Odası (Komisyon Odası)
Koridorun solundaki ikinci oda olup, mecliste çeÅŸitli konuların komisyonlar tarafından incelendiÄŸi odadır. Odada Mondros Müterakesi’nden baÅŸlayarak Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışı, Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas Kongreleri ve Misak-ı Milli belge, fotoÄŸraf ve bazı objelerle anlatılmaktadır. Odada sergilenen en önemli eser Erzurum Kongresi’nde kullanılan mühürdür.
Dinlenme Odası
Koridorun solundaki üçüncü odadır. Meclis kulisi olarak kullanılmıştır. Odada Mustafa Kemal’in Ankara’ya geliÅŸini anlatan bir yaÄŸlı boya tablo yer almaktadır. Meclisin açılışı, Sevr ve Lozan anlaÅŸmalarına göre Türkiye’nin durumu 1. ve 2. İnönü muharebeleri fotoÄŸraf, belge ve haritalarla anlatılmaktadır. Ayrıca KurtuluÅŸ Savaşı’nda kullanılan telefon santralı, bazı harp araç ve gereçleri Gümrü AntlaÅŸması sırasında Kazım Karabekir PaÅŸa’ya hediye edilen gümüş yemek takımı sergilenmektedir.
Åžer’iye Encümeni Odası
Koridorun solundaki dördüncü odadır. Bu odada yasa tekliflerinin anayasaya uygunluÄŸu görüşülürdü. KurtuluÅŸ Savaşı’nın son aÅŸaması olan Büyük Taarruz fotoÄŸraf, belge ve haritalarla anlatılmaktadır. Odada Misak-ı Milli’yi temsil eden sembolleri taşıyan bir halı, istiklal madalyaları, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaÅŸlarını Meclis balkonunda gösteren yaÄŸlıboya tablo sergilenmektedir.
İdare Odası
Koridorun solundaki beÅŸinci oda Meclis idare odası olarak kullanılmıştır. Odada İstiklal Marşımız, KurtuluÅŸ Savaşı’na katılan komutanların fotoÄŸrafları, Mudanya Mütarekesi, Lozan Barış AntlaÅŸmaları ile ilgili belgeler, Ankara’nın BaÅŸkent oluÅŸu, Cumhuriyetin ilanı, Mustafa Kemal’in CumhurbaÅŸkanı seçildikten sonra meclisteki konuÅŸması ve CumhurbaÅŸkanı iken çekilen fotoÄŸrafı, Mustafa Kemal’e ait baston, mavzer mühürler ile Mustafa Kemal’in KurtuluÅŸ Savaşı’nda kullandığı dürbün, üniforma örnekleri, 23 Nisan 1920’de meclis binasına asılan Recep Peker imzalı bayrak, Büyük Millet Meclisi’ne Hanımlar Esirgeme DerneÄŸi’nin hediye ettiÄŸi üzeri yazılı örtü sergilenmektedir.
İdare Odası
Koridorun sağındaki beşinci ve altıncı odalar meclisin idari odaları olarak kullanılmıştır. Bugün altıncı oda müze idare odası olarak kullanılmaktadır. Beşinci odada ise birinci ve ikinci dönem mebuslarına ait fotoğraflar, hüviyet vesikaları, TBMM tarafından mebuslara hediye edilen mavzerler, istiklal madalyaları, rozetler, belgeler ve özel hatıra eşyaları sergilenmektedir.
Meclis Toplantı Salonu
Koridorun sağında yer alan büyük salon toplantı salonudur. Burası ilk haliyle teÅŸhir edilmektedir. Salonun ortasında BaÅŸkanlık ve Divan üyeleri kürsüsü, kürsünün arkasında eski yazıyla “Hakimiyet Milletindir” yazısı yer almaktadır. Kürsünün karşısındaki sıralar Bakanlar Kurulu, yanlardaki sıralar milletvekilleri, saÄŸdaki balkon kordiplomatik, soldaki balkon dinleyiciler, balkon altları ise yerli ve yabancı basın temsilcileri yeri olarak kullanılmıştır.
Meclisin 23 Nisan 1920’de toplandığı bu salonda bulunan kürsü, Ankaralı bir marangoz tarafından yapılarak meclise hediye edilmiÅŸ, sıralar Ankara Öğretmen Okulu’nun uygulama sınıfından, iki petrol lambası ile sac sobalar civar kahvehanelerden, büro malzemeleri ise resmi dairelerden getirilerek, Ankara’da kurulmakta olan ve millet egemenliÄŸine dayanan ilk meclis binasının temelleri milletle birlikte burada atılmıştır.
Mescit
Müze girişinin sağındaki ilk odadır. Sade bir görünümü olan bu odada seccade ve Kuran rahleleri teşhir edilmektedir.
Reis Odası (Meclis Başkanı Odası)
SaÄŸdan ikinci oda olup Mustafa Kemal’in Meclisteki çalışma odasıdır. İlk hali korunarak teÅŸhir edilmektedir. Sade bir görünümü olan bu odada çok önemli kararlar alınmıştır. Bu odada milli bayramlarda zaman zaman sergilenen CumhurbaÅŸkanlığı mührü müzenin en önemli ve en seçkin eserleridir.
Alt Kat
Müzenin alt katı bugün fotoğrafhane, eser depoları ve sergi salonu olarak kullanılmaktadır.
I.Türkiye Büyük Millet Meclisi Binası
Cumhuriyet Caddesi No: 14, Ulus
Tel :Â (0312) 310 71 40
Pazartesi dışında her gün 09.00-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.
CUMHURİYET MÜZESİ II. TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BİNASI 1923 yılında mimar Vedat Tek (1873-1942) tarafından Cumhuriyet Halk Fırkası Mahfeli olarak tasarlanan ve inÅŸa edilen bu bina iÅŸlevi deÄŸiÅŸtirilerek meclis olarak kullanılmıştır. Bodrum üzerine iki katlı olan bu yapının iç bölümleri, iki kat boyunca yükselen ortadaki meclis salonunun üç kenarına dizilmiÅŸlerdir. GiriÅŸten sonra enine uzanan, iki ucunda merdivenlerin yer aldığı geniÅŸ geçit, Selçuklu ve Osmanlı bezeme motiflerinin yer aldığı bir tavanla örtülmüştür. Benzer bir biçimde ele alınmış yerlerden birisi de büyük salondur. Yer yer localarla deÄŸerlendirilen bu salonun özellikle yıldız motiflerini içeren ahÅŸap tavanı, sonradan düzenlenen taç kapı ve bazı noktalar dışında kemerler, saçaklar, yer yer çinilerin yer aldığı bölümler ile bu dönemin mimari özelliklerini yansıtmaktadır.I. Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının yetersiz olması ve geliÅŸen Cumhuriyet Türkiye’si meclisinin ihtiyaçlarını karşılayamaması nedeni ile bina bir takım deÄŸiÅŸiklikler geçirmiÅŸ, sonra da II. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak 18 Ekim 1924 tarihinde hizmete açılmıştır. II. Türkiye Büyük Millet Meclisi 1924-1960 yılları arasında Atatürk ilke ve inkılâplarının gerçekleÅŸtirildiÄŸi; Cumhuriyetimiz’in geliÅŸmesi için çok önemli çaÄŸdaÅŸ kararların alındığı; çaÄŸdaÅŸ yasaların çıkarıldığı uluslararası alanda Türkiye’nin etkinliÄŸini ve saygınlığını artıran antlaÅŸmaların yapıldığı; çok partili sisteme geçiÅŸin saÄŸlandığı önemli bir yapıdır. Türk siyasi tarihinde önemli yeri olan Müzenin Bölümleri GiriÅŸin SaÄŸ Tarafındaki Birinci Oda GiriÅŸin SaÄŸ Tarafındaki İkinci Oda GiriÅŸin SaÄŸ Tarafındaki Üçüncü Oda GiriÅŸin Sol Tarafındaki Birinci Oda GiriÅŸin Sol Tarafındaki İkinci Oda GiriÅŸin Sol Tarafındaki Üçüncü Oda Meclis Toplantı Salonu Büyük Nutuk (Söylev); siyaset ve askerlik tarihimizin en önemli kaynağı Türk hitabet (Güzel Söz Söyleme) sanatının eriÅŸilmesi güç, en güzel örneklerinden birisidir. Nutuk Türk milletinin yeniden doÄŸuÅŸunun, KurtuluÅŸ Savaşının ve Cumhuriyet’in ilk yıllarının (1919-1927) ayrıntılı ve belgelere dayalı geniÅŸ bir özeti ve yorumudur. Nutuk’un felsefesinde ulus sevgisi, insanlığa saygı ve ahlak anlayışı önde gelir. Atatürk; “Ben 1919 yılı Mayısında Samsun’a çıktığım gün elimde hiçbir kuvvet yoktu, yalnız Türk ulusunun asaletinden doÄŸan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu ulusal kuvvete, bu Türk milletine güvenerek iÅŸe baÅŸladım” demektedir. 1960 yılına kadar TBMM olarak kullanılan bu bina Kültür Bakanlığı’na devredildikten sonra müze olarak kullanılmaya baÅŸlanmıştır; Müzede teÅŸhirin yanı sıra halkımıza ve özellikle genç nesle KurtuluÅŸ Savaşımızı, Cumhuriyeti ve Atatürk’ü tanıtmak amacıyla muhtelif sergiler açılmakta, video gösterileri yapılmakta ve seri konferanslar düzenlenmektedir. Müzenin İkinci Katı II. Türkiye Büyük Millet Meclisi Binası Pazartesi dışında her gün 09.00 -17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.
 ŞEFİK BURSALI MÜZE EVİ Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, Devlet Resim Heykel Müzesi bünyesindedir . 1903 yılında Bursa’da dogan Åžefik Bursalı, hocaları olan ibrahim Çallı, Hikmet Onat, Feyhaman Duran, Namık ismail ve Avni Lifij’in Türk Ressamlar Birligi sergilerine ögrenciyken katılmaya baÅŸlamıştır. 1930 yılında açılan Avrupa Konkuru’nu birincilikle kazanmıştır. Daha sonra Avrupa’ya gitmiÅŸ ve birçok sanat merkezinde çalışma ve tetkiklerde bulmuÅŸtur .İzmir, Konya, istanbul liselerinde ögretmenlik yapan Åžefik Bursalı özellikle 1934-1936 ylllarında bulundugu Konya’ da buranın step karakteristigini yansıtan, Selçuk, Mevlana temalı resimleriyle buyük ün kazanmıştır. 1937-1938 ylllarında Gazi Mustafa Kemal Ataturk’ün arzusuyla eserleri Sovyetler Birligi’nin Moskova, Leningrad ve Kiev Åžehirlerinde, Avrupa’da BükreÅŸ, Belgrad, Atina ve Paris’te sergilenmiÅŸtir. Daha sonra Hollanda, Belçika, Viyana’da da sergilenen resimler tüm Avrupa’da çok olumlu kritikler almıştır. l936 yılında ögretim üyesi olarak atandıgı Güzel Sanatlar Akademisinde 30 yıl ögretmenlik yapmıştır. Devlet Resim Heykel sergilerinde 1966, 1973, 1980 ve 1982 ylllannda ödul almıştır. Ayrıca dört devlet odulu kazandı. 1986′ da Kültür Bakanlığı özel ödülü’ne deger gorülmüştür. 1987’de Mimar Sinan Üniversitesi kararıyla profesörlük ünvanı verilmiÅŸtir. Bursa’da doÄŸdugu sokaga ve belediye sanat galerisine adı verilen Åžefik Bursalı, 20.4.1990 tarihinde vefat etmiÅŸtir. YaÅŸamış oldugu ev Kultür Bakanlığı tarafindan Åžefik Bursalı Müzesi olarak duzenlenmiÅŸtir. Ahmet Mithat Efendi Sokak No: 36/3, Çankaya Pazartesi dışında her gün 09.00-12.00 / 13.00-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.
ANKARA RESİM HEYKEL MÜZESİ Ankara Resim ve Heykel Müzesi, mimar Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından Türk Ulusunun Büyük Lideri Atatürk yönetiminde 1927 yılında kurulmuştur. Binanın 1980’de onarılmasının ardından açılan müze, kısa bir zaman süresi içerisinde modern bir müzenin tüm özelliklerine sahip bir kuruluş haline gelmiştir. Müze, günümüzde diğer sanat dallarıyla karşılaştırıldığında çok daha kısa bir tarihe sahip Türk resim ve heykel sanatının gelişmesinde büyük rol oynayan sanatçıların en göze çarpan eserlerinin sergilendiği bir sanat merkezi haline gelmiştir. Türk plastik sanatının oluşum ve gelişim dönemlerini yansıtan sanat eserleri koleksiyonlarının ve bunların sınıflandırmalarının bulunduğu ve bu alandaki boşluğu dolduran plastik sanat kütüphanesi devlet, yurtiçi, yurtdışı ve de yabancı elçiliklerin bağışlarıyla ve yeni satın almalarla her yıl zenginleştirilmekte, bu alanda çalışma yapan araştırmacıların ihtiyaçlarına burada bulunan Türk sanatçılarının arşivleri yeterli ölçüde cevap vermektedir Müzenin en önemli sorumluluklarından biri olan sanat eserlerinin korunması, sıcaklıktan ve nemden kaynaklanan problemleri çözerken, en başarılı sonuçları veren yöntemler kullanılarak yapılmaktadır. Bütün koruma önlemlerine karşın eserlerde olabilecek herhangi bir zarar için uzmanlar tarafından oluşturulmuş ayrı bir bölüm müze içerisinde yer almaktadır. Bina’nın 1980 yılında ve de sonraki yıllarda onarıldığında hem amatör hem de profesyonel sanatçılara hizmet veren resim, heykel ve seramik atölyelerinin oluşturulmasına büyük bir önem verilmiştir. Güvenlik nedeniyle tüm bina kapalı devre televizyon sistemi, ultrasonik ve yangın alarmı sistemleriyle donatılmıştır böylelikle müzenin her kısmı kontrol edilebilmektedir. Halk tarafından müze imkanlarının üzerinde talep edilen resim ve orijinal yazı kurslarının yanı sıra Türk Süsleme Sanatları, seramik ve heykel için de özel atölyeler (kurs) en kısa zamanda açılacaktır. Uluslararası kültür antlaşmaları çerçevesinde Türkiye’de yapılması planlanan resim,heykel,seramik, yazı sanatları ve fotoğraf sergileri sürekli sergiler için ayrılan üç galeride sergilenmektedir, bunun için yabancı ülkelerin eserleri Türk Devleti’ne bildirilmelidir. Bunun yanı sıra Müzeler koleksiyonundan seçilen Türk sanat eserleri de uluslararası antlaşmalar çerçevesinde yabancı ülkelerde sergilenmektedir. Bu sergilerin yanı sıra kişisel sergiler ve yarışma sergileri Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Müzenin diğer faaliyetleri arasındadır. Onarımlar sırasında özgün(orijinal) haline dönüştürülen tarihi büyük salon konserler, tiyatro oyunları ve sinema gösterimleri için kullanılmaktadır. Çağdaş Sanat Müzelerinin tüm doğal özelliklerini içeren, modern kafeteryası, satış mağazaları ve ses düzeniyle halka hizmet veren bu kurum eski sanat eserleri için düzenlenen bir sergi sarayının ötesine gitmektedir. Opera Karşısı, Talât Paşa Bulvarı
|