İç Anadolu bölgesinde yer alan NiÄŸde, tarih boyunca bölgenin en önemli ÅŸehirlerinden birisi olarak kalmıştır. Ne kadar ÅŸu anda nüfusu az olsa da, istihdamı az olsa da ve ÅŸehirleÅŸmesi az olsa da NiÄŸde eski dönemlerde birçok devlet tarafından baÅŸkent olarak kullanılmıştır. NiÄŸde’de sadece tek bir tane müze yer alıyor: NiÄŸde Müzesi. Burada hem tarihi eserleri hem de sanat eserlerini bulabilirsiniz.
NİĞDE MÜZESİ
Müzeler; kültür varlıklarını tespit eden, ilmi metotlarla açığa çıkaran, inceleyen, değerlendiren, koruyan, tanıtan, sürekli ve geçici olarak sergileyen, halkın kültür ve tabiat varlıkları konusundaki eğitimini, bedii zevkini yükselten, dünya görüşünü geliştirmede tesirli olan kuruluşlar olarak tanımlanmaktadır.
NiÄŸde Müzesi üç büyük teÅŸhir salonu, ihtisas kütüphanesiyle, modern konferans ve sergi salonlarıyla, Orta Anadolu’nun en önemli müzelerinden birisi durumundadır.
NiÄŸde’de ilk müzecilik faaliyetleri 1939 yılında, müze olarak kullanılan Akmedrese’de (KaramanoÄŸlu Ali Bey tarafından yaptırılmıştır) baÅŸlatılmıştır. Burası 1939-1950 yılları arasında II. Dünya Savaşı nedeniyle İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin deposu olarak kullanılmıştır.
1950-1957 yıllarında depo olarak kullanılan Akmedrese’de 1957 yılında “NiÄŸde Müzesi Müdürlüğü” kurulmuÅŸ, bina onarılarak teÅŸhir-tanzimi yapılmış ve ziyarete açılmıştır.
Medresenin modern teÅŸhire uygun olmaması nedeniyle, Kültür Bakanlığı’nca yeni müze binasının temeli Temmuz-1971 ayında atılmıştır. 1977 yılında ise Akmedrese kapatılarak yeni, modern müze binasına taşınılmıştır.
Yeni müze binasının teşhir-tanzimi ve düzenlemesi Kasım-1982 yılına kadar sürmüş, 12 Kasım 1982 yılında düzenlenen törenle ziyarete açılmıştır.
NiÄŸde Müzesi’ne girmeden, ziyaretçileri Geç Hitit Dönemine ait, bazalttan yapılmış, “Hitit Fırtına Tanrısı” yani “TeÅŸup kabartması” karşılar. Bu eser M.Ö. VIII-VII. yüzyılda Orta Anadolu’da hüküm süren Geç Hitit devletlerinden birisi olan “Nahita Krallığı”na ait önemli eserlerden birisidir.
Ziyaretçilerin müzeyi gezme planı çerçevesinde salonlar hakkında bilgiler şöyledir:
1- Etnografik Eserler Salonu
Halkın sosyal hayatını yansıtan, insan yapısı araç ve gereçler dahil bilim, din ve sanatlarla ilgili taşınır kültür varlıkları olarak tanımlanan “etnografik eserler”den derlenen koleksiyonlar bu salonda sergilenmektedir.
Salona girişten itibaren sağ taraftaki panolar üzerinde, Niğde yöresinden derlenen ve satın alınan halı ve kilimler sergilenmektedir.
Salonun ortasında bulunan büyük vitrinlerin birincisinde, bilhassa NiÄŸde köylerinden satın alınıp müze koleksiyonlarına katılan kadın giysileri, ikinci büyük vitrinde ise erkek giysisi örnekleri sergilenerek, NiÄŸde’nin geleneksel etnografyası hakkında bilgi verilmeye çalışılmaktadır.
İki büyük vitrin arasında kalan mekânda sediri, gümüş sim işli sedir örtüsü, sim işli yastıklarıyla, köşe minderleriyle ve orta sinisiyle bit Türk evi canlandırılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca etnografya salonunun kolonları arasında bulunan köşe vitrinlerinde sırasıyla takılar, yazı takımları, hamam takımları, porselen takımları, nişan ve madalyonlar, tepelikler sergilenmektedir.
Bu salonun, en ilgi çeken eseri de bir orta sinisidir. Bu eser, M.S. 19. yüzyıl sonu, 20. yüzyıl başında yaÅŸayan Kaçar Türklerine ait olsa gerektir. Sininin üzerine İranlı, Åžair Firdevsi’nin Åžeyhname’sinde ismi geçen kralların büstleri ve bastırmış olduÄŸu paralar kazıma tekniÄŸi ile iÅŸlenmiÅŸtir. Etnografya salonunda II. Abdülhamid zamanına ait bir Osmanlı arması da yer almaktadır.
2- Önasya Medeniyetleri Salonu
Küçük Asya olarak tanımlanan Anadolu, tarih boyunca çeşitli insan topluluklarının iskânına uğramış ve bölgesel özellikler taşıyan renkli ve çok sayıda uygarlığa sahne olmuştur.
NiÄŸde bölgesi de bu süreç içerisinde M.Ö. 7-6 bin yıllarından (Neolitik ÇaÄŸ – Cilalı TaÅŸ Devri) itibaren zamanımıza kadar, çeÅŸitli medeniyetlerin gelip geçtiÄŸi önemli bölgelerden birisidir. Bölgede bugüne kadar yapılan arkeolojik kazılar sonucunda NiÄŸde İli’nin zengin bir kültüre sahip olduÄŸu ortaya çıkmıştır.
Dünyada iklim şartlarının yumuşamasıyla son buzul çağı sona ererken, insanlık yalnız avcılık ve toplayıcılıkla geçen yaşam sürecini tamamlamış bulunuyordu.
Uygarlık tarihinde “Neolitik Çağı” olarak tanımlanan dönemin en önemli olaylarından birisi insanın doÄŸa ile iliÅŸkilerini kendi tarafına çevirmeyi baÅŸarıp, çevresinde var olan bitki ve hayvan cinslerinden bazılarını evcilleÅŸtirerek kendi eliyle üretir hale gelmesidir.
Yapılan araştırmalardan bu devir insanının üretici olduğunu, çiftçilik ve hayvancılık yaptığını, bir meydan etrafındaki dikdörtgen planlı, taş temel ve kerpiç duvarlı, düz damlı yapılarda oturduğunu, taş ve kemikten aletler, öğütme taşları, obsidiyenden ok ve mızrak uçları yaptığını, ölülerini evlerinin içine gömdüğünü ve kilden çanak-çömlek yaptığını öğrenmiş bulunmaktayız.
Neolitik Çağın, Orta Anadolu’daki en önemli merkezlerinden birisi de İlimiz Bor İlçesi Bahçeli Kasabası’nda bulunan Köşk Höyük’tür.
Burada 1982 yılından bu yana yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen eserlerin bir bölümü de bu salonun 1-2 nolu büyük vitrinlerinde sergilenmektedir.
M.Ö.IV. binin sonu ve III. binin baÅŸlarında Anadolu’da bakır ve kalay karıştırılarak tuncun elde edilmesi, bunun silah yapımında kullanılmasıyla Anadolu insanı “Tunç Çağı”na girmiÅŸ olmaktadır. İnsanoÄŸlu çok önemli bu alaşımla silah, kap-kacak ve süs eÅŸyaları üretmeyi baÅŸarmış; bakır, altın, gümüş gibi asıl ve asıl olmayan madenleri de dövme tekniÄŸi ile iÅŸleyerek, dinsel amaçlı veya günlük ihtiyaçlarına cevap veren objeler üretmiÅŸtir.
NiÄŸde İli’nde bu dönemin en önemli merkezi, İlimiz Çamardı İlçesi, Celaller Köyü yakınındaki Göltepe-Kestel Örenyeridir.
M.Ö.III. binde Anadolu’da kalayın elde edildiÄŸini ispatlayan Göltepe-Kestel kazıları bu yönüyle Anadolu arkeolojisinin bilinmeyen yönlerini ortaya çıkarmıştır.
Bu kazılardan elde edilen arkeolojik malzemeler IV. büyük vitrinde sergilenmektedir. Ayrıca vitrinin yan kısmında da Kestel maden ocağından ısıtma yöntemi ile elde edilen maden cevherinin zenginleştirilmesi, eritilerek potalara dökülmesi canlandırılmaya çalışılmıştır.
III No.lu büyük vitrinde ise Aksaray İli Acemhöyük Örenyerinden, DarboÄŸaz Kasabası’ndan ve Bor Pınarbaşı Höyüğü’nden çıkarılan Eski Tunç Çağı buluntuları sergilenmektedir. Salonun 5-6 No.lu vitrinlerinde ve 3 adet köşe vitrininde de Aksaray İli Acemhöyük Örenyeri’nde yapılan arkeolojik kazılarda bulunan ve “Asur Ticaret Kolonileri Çağı” olarak tanımlanan dönemin buluntularından örnekler sergilenmektedir.
Acemhöyük’te (PuruÅŸhanda) Prof. Dr. Nimet Özgüç baÅŸkanlığında bir heyet tarafından yapılan arkeolojik kazılarda, buranın Anadolu’nun M.Ö. II. bin baÅŸlarında Asurlu tüccarlar tarafından kurulan önemli Karum’lardan (pazar yeri) birisi olduÄŸu anlaşılmıştır. Kazılarda ortaya çıkarılan iki adet yanmış saraydan elde edilen önemli arkeolojik buluntuların büyük bir bölümü NiÄŸde Müzesi’nde bulunmaktadır.
Salonun en sonunda ise, Hitit İmparatorluÄŸu’nun yıkılmasından sonra Anadolu’da “Geç Hitit Devletleri” olarak tanımlanan ve ÅŸehir krallıkları döneminden (Nahita Kralığı ve Tuvanuva Krallığı’nı içine alan Tabal Krallığı) kalma Bereket tanrısı, Hitit çivi yazılı (Hitit hiyeroglifi) kitabeler, GöllüdaÄŸ arslanı, Kaynarca tümülüsü buluntuları, Frig Çağı seramikleri ve Porsuk kazısında bulunan mezar küpü (pithos) sergilenmektedir.
Salonun oda şeklindeki bir bölümünde de sikke seksiyonu bulunmaktadır.
Sikke seksiyonunda Tepebağları kazısında bulunan Kappadokya krallıklarına ait (M.Ö. 50-60. yılları) gümüş define ile İlimiz Merkez Sungurbey Camii yakınında yapılan kamulaştırma ve kanal açma çalışmaları sırasında bulunan Osmanlı altınları duvar vitrinlerinde sergilenmektedir. Ayrıca 4 adet yatay vitrinde de en eski sikkelerden (Part sikkeleri), Osmanlı sikkelerine kadar tüm devirlere ait sikkeler bir kronoloji içerisinde sunulmaktadır.
3- Klasik Eserler Salonu
Salonun girişindeki pano üzerinde, buluntuları sergilenen kazı yerleri hakkında bilgi verilmektedir.
Salonun giriÅŸinden itibaren saÄŸ kısmında bulunan 3 büyük vitrinde, TepebaÄŸları, Porsuk, Acemhöyük gibi önemli kazı merkezlerinde yapılan arkeolojik kazılarda bulunan Hellenistik ve Roma Çağının önemli eserleri; salonun sol kısmında bulunan 3 büyük vitrinde ise Müze Müdürlüğü’nce halktan satın alma yolu ile derlenen Hellenistik-Roma Döneminin seçme eserleri sergilenmektedir. Bunlar genellikle mezar hediyeleri olup en ilgi çekenler gözyaşı ÅŸiÅŸeleri, koku kapları, kandillerdir. Kemerhisar’da bulunan, akik üzerine kazıma tekniÄŸi ile yapılmış kartal kabartmalı bulunan altın yüzük en gözde eserlerdendir.
Orta platformda, Kemerhisar’dan (Antik Tyana) heykeltraÅŸlık eserleri; Geç Osmanlı Dönemindeki azınlıklara ait kiliselerden getirilen kitabeler; büyük köşe vitrinlerinde ise Bizans Çağı (Hıristiyanlık) eserleri sergilenmektedir. Bu salonda NiÄŸde Müzesi’nin en ilgi çeken eserlerinden olan rahibe mumyası (M.S.X. yüzyıl) diÄŸer platformda sergilenmektedir.
Aksaray İli Ihlara Vadisinden (muhtemelen Yılanlı Kilise) bulunarak 1965 yılında müzeye getirilen rahibe mumyası, Ihlara Vadisi’nin maketi ve tanıtıcı fotoÄŸraflarıyla beraber sergilenmektedir. Mumya teÅŸhirinin arka bölümünde de, Orta Anadolu’nun en büyük ve en önemli Roma kenti durumunda antik Tyana’dan (Kemerhisar) bulunarak getirilen yüksek kabartma tekniÄŸiyle yapılmış taÅŸ eserler sergilenmektedir. Bu salonun önemli eserlerinden birisi de aruz vezinli ağıt kitabesiyle “Karamanlıca Kitabe” olarak tanınan, M.S. 19. yüzyıla ait mezar taşıdır.
Yukarı Kayabaşı Mah. Öğretmenler Cad. 51200 Niğde
Tel : (0388) 232 33 90
Faks : (0388) 233 00 41
Pazartesi dışında her gün 08.00-12.00/13.00-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.