Alfabetik sıra ile tanıttığımız müzelerde bugün sıra Sinop’a geldi. Karadeniz’in ortasında ve en kuzeyinde yer alan ÅŸehirde toplam iki tane müze yer alıyor: Sinop Müzesi ve Sinop Arkeoloji Müzesi. Åžehirdeki müze sayısı az olmasına raÄŸmen bu müzelerin çok fazla esere ev sahipliÄŸi yaptığını belirtmemiz gerekiyor. Biz de bu yazımızda sizlere Sinop’taki müzelerin detaylı tanıtımını sunduk.
Sinop Arkeoloji Müzesi | |
    Sinop’ta ilk müzecilik faaliyetleri 1921 yılında baÅŸlamıştır. Gerek etrafı surlarla çevrili ilin batısındaki nekropolünden gerekse ÅŸehir içindeki yapılaÅŸma nedeniyle temel hafriyatlarından çıkan eserler, öncelikli olarak Mekteb-i İdadi’ de muhafaza edilmeye baÅŸlanmıştır. 1932 yılında eser miktarının giderek artması sebebi ile burada bulunan eserler, Selçuklu Veziri Müinüddün Pervane tarafından yaptırılan (1262) Pervane Medresesi’ne nakledilmiÅŸ ve burada ilk müzenin çekirdeÄŸi oluÅŸturulmuÅŸtur. 1941 yılında ziyarete açılan müze, 1945’te memurluk ve 1947’de müdürlük olmuÅŸtur.
  1951-1953 yılları arasında İlimiz Demirciköy’de Kocagöz Höyük ve il merkezinde Müze avlusunda bulunan Serapis Mabedi’nde Türk Tarih Kurumu adına Prof. Dr. Ekrem AKURGAL baÅŸkanlığında baÅŸlatılan kazılardan sonra kazı heyetinin ilimizde bir Müze kurulması istemiyle verdiÄŸi rapor doÄŸrultusunda 1968 yılında dönemin Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü Merhum Hikmet GÜRÇAY’ın çabaları ile Sinop Belediyesi’nden temin edilen ve içinde Selçuklu Türbesi ile Serapis Mabedi bulunan bir hibe arsa üzerine inÅŸaat baÅŸlatılımış ve 1970 yılında yeni müze binası bitirilerek hizmete açılmıştır.2001 yılında onarım ve yeni teÅŸhir-tanzim çalışmaları nedeniyle geçici bir süre kapatılan müze çaÄŸdaÅŸ müzecilik anlayışı içerisinde onarımları gerçekleÅŸtirilerek 2006 yılı Nisan ayında tekrar hizmete açılmıştır.
TEÅžHİR SALONLARI: KORİDOR: Bu alanda sol cephede yüksek podium üzerinde heykel baÅŸları ve heykeller sergilenmektedir. TeÅŸhirde sırayla Sinope Karadeniz EreÄŸlisi arasında MÖ 4. yüzyılda yapılan bir antlaÅŸmayı içeren taÅŸ kitabe sergilenmektedir. KÜÇÜK BULUNTULAR SALONU: Bu bölümde giriÅŸin sağını takip ederek, kronolojik bir sırayla, Sinop’ta bulunan İlk Tunç Çağından Bizans Çağı sonuna kadar bir dönemi kapsayan kap-kacak, madeni aletler, vazolar, piÅŸmiÅŸ toprak heykelcikler, Serapis Mabedine ait piÅŸmiÅŸ toprak mimari parçalar, cam eserler, mezar buluntuları ve benzeri eserlerin teÅŸhiri yapılmaktadır. Bu bölümün ortasında zeminde, Meydankapı’da bulunmuÅŸ ve yedi adet Sanat Perisini ihtiva eden Mozaik Pano da teÅŸhirin önemli bir parçasını oluÅŸturmaktadır. TAÅž ESERLER SALONU: Bu bölüm ölü kültüyle ilgili olup, Anadolu’nun en eski mezar steli örnekler (Arkaik ÇaÄŸ) kronolojik olarak sergilenmektedir. Ayrıca bu bölümde, yer alan bir mezar anıtına ait olduÄŸu düşünülen mermer “Geyik Parçalayan Aslanlar” grubu ve bir denizciye ait Lahit görülmeye deÄŸer nadir buluntulardandır. AMPHORA SALONU: 1994-2000 yılları arasında, Sinop Merkez, Karakum ve Demirciköy’de yapılan Türk-Fransız ortak kazılarında çok sayıda amphora üretim atölyeleri ve fırınları ortaya çıkarılmıştır. Kazılar Sinop’un Helenistik-Roma ve Bizans Çağında geçiminin büyük bölümünü amphora tuÄŸla ve kiremit üreterek saÄŸladığını ortaya koymuÅŸtur. Bu bölümde, Sinop’ta üretilmiÅŸ amphora örneklerinin yanı sıra, kazılardan elde edilen bilgiler doÄŸrultusunda kısmen orijinal malzeme kullanılarak yapılmış bir Amphora Fırını teÅŸhir edilmektedir. Ayrıca Sinop Amphoralarının ticari amaçlı yayılım alanını gösteren bir pano yer almaktadır. SİKKE BÖLÜMÜ: Bu bölümde, Sinop’un ilk bastırdığı gümüş sikkelerden, ÅŸehir sikkelerinden, Ordu Definesi, Gelincik Definesi, Selçuklu Definesi ve Bizans Definesinden örnekleri teÅŸhir edilmektedir. İKONA SALONU: İkona Hristiyan dininde doÄŸu kiliselerinde duvar fresklerine karşılık ahÅŸap pano üzerine yapılan her türlü dini resme verilen addır. İkona, resimden ziyade, tapınılan bir kült resmidir. Bunlar kiliselerde halk tarafından kolayca görülebilecek yerlere asılırdı. İkonaların asıldığı bu yerlere “İKONASTOSİS” denirdi. Bizans Dönemi’ne ait ikonaların ana konuları sıkı bir Taoloji programıyla saptanmıştır. Hz. İsa ile Meryem’in yanında Havari ve Aziz kiÅŸilerin resimleri yer alır veya yaÅŸam öyküleri ile birlikte dinsel ve tarihi olaylar anlatılır. 19. yy’da İlimiz ve çevresinde bulunan kiliselerden günümüze kaldığı tahmin edilen ikonaların müzeye nereden ve ne zaman geldiÄŸi bilinmemektedir. Sinop İkonaları, kestane aÄŸacından yapılmış panolara alçı sıvanarak, bazılarında da bez alçı bir arada kullanılarak üzerine boya ve altın yaldızla yapılmıştır. Bu ikonalarda İsa, Meryem, Yahya ve diÄŸer Aziz kiÅŸilerle birlikte dinsel olaylar anlatılmıştır. Sinop İkonaları, 19. yy Rus Kiliselerinde ve Kıbrıs’taki Rum Kiliselerinde yer alan ikonalarla büyük benzerlikler göstermektedir. BAHÇE TEÅžHİRİ: Açık teÅŸhirde genelde taÅŸ, mermer mimari eserler,mil taÅŸları, mezarları, heykeller, pitoslar ve mozaikler yer almaktadır. Ayrıca Aynalı Kadın türbesi güney ve batı cephesinde İslami mezar taÅŸlardan bir nevi mezarlık canlandırılmıştır. Bahçenin güney-batı köşesinde MÖ 4. yy’a ait Serapis Mabedi’nin kuzeyinde ise Antik ÇaÄŸ’dan günümüze Çapalar teÅŸhir edilmektedir.
|